21 Kasım 2008 Cuma

Aslımız kim? Neslimiz kim? Kaybediyoruz bilen var mı?


Son zamanlarda, bende iyice endişe haline gelen bir sorunu paylaşmak istiyorum. Son 10 yıldır, dilimize dolanan bir “kuşak çatışması” sözü var. Ve sanırım 10 yılda bir, kuşak yenileniyor. Tamam, 10 yılda bir kuşağın yenilenmesine sözüm yok, çünkü bu doğal bir şey, ama şimdiki yeni nesil gençlik denilen şeyi gördükçe, geleceğe dair umut ışıklarım sönüyor.

Hepimiz toplu taşıma araçlarına binmişizdir. Hayatımızda günlük eğlence yerlerine, kafelere, halka açık yerlere gitmişizdir. Disko ve barlardan bahsetmiyorum bile! Özellikle genç erkeklerin giyimleriyle, sözüm ona tarz ve imaj dedikleri saç yapılarıyla, konuşma şekilleriyle ve benim kafamda bunların aklı sadece belden aşağılarına çalışıyor, demekten başka bir fikir getirmeyen davranışlarına. bende bir anne olarak; acaba çocuklarım (şu an çok küçükler) büyüyünce bütün nasihatlerime, yaşam tarzımdaki örneğime ve hayata bakış açıma rağmen böylemi olacaklar? Diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum. Bir” ergenlik zamanıdır” diye, tutturup gidiyoruz .Biz ebeveynler;” amman üstüne gitmeyelim, aman ne diyorsa yapalım, aman kaçıp gitmesin, kötü alışkanlıklara başlamasın” diye, kendimizi onların yönetimine bıraktığımızın, bilmem farkındamıyız? Artık evimizde oğlumuz ve kızımız bizi yönetiyor. Bu manzaraları gördükçe, hayıflanmıyor değilim…

Bana da sunulan hayata bırakın ergenlik denen bir lüks davranışı uygulamayı, çocukluğumu bile yaşayamadığıma, hayıflanıyorum. Belki aranızdan, ”nekadar dar bir görüş sergiliyor.” Diyenler çıkacaktır. “Evet biz buyuz, işinize gelirse” tutumunu sergileyen gençleri gördükçe, anne ve babalarımızın bizim kuşağımızda, bize büyük haksızlıklar yaptığını, farkediyorum. 10 yıl gibi kısa bir sürede, bu lüksü elimizden kaçırıyoruz. Açıkçası fazla kuralcı ve otoriter olduklarından, şikayetçiyim. Ama şimdi ki neslin, ne kadar hazırcı, duyarsız ve bayağı davranışlarını gördükçe; annem ve babamın bana sezgiyi amaçlarım için, mücadele etmemi bayağı düşünmeden, davranmadan, aslımı yani Osmanlı torunu olduğumu, Anadolu insanı olduğumu, unutmamamı ve o yüzden hayat değerlerime sahip çıkmamı aşıladıklarından dolayı; onlara minettarım doğrusu. Modernliğe yeniliğe açık olmak güzeldir, ama bunu yozlaşmış bir şekilde lanse etmek, batılaşma sürecinde sadece teknolojinin ve ya hayatın değil, çekirdekten yetişen beyinlerimizinde dahil olduğunu görüyoruz ve buda gerçekten üzüyor beni.

Akşamdan beni canımdan bezdiren diş acıma ; son vermek için gittiğim Diş Hekimi’nde sıramı beklerken; sehpanın üzerindeki, aylık dergilerden birini alıp karıştırdım. Üç farklı ülkeden gelen, ülkemizde uzun zamandır yaşamaya başlayan insanlarla yapılan röportajda; ülkemizin ve insanımızın hakkında yaptıkları güzel bir yorum, koltuklarımı kabarttı… İngiliz ve Amerikalı kadınlardan ikisi, “Biz ülkemizde babaannemize, anneannelerimize, dayı ve teyzelerimize ismiyle hitap ederiz ve onların hayatımızda, özel günlerimizde, yanımızda olmaları çokta önemli değildir. Ama ülkenizde yaşadıktan sonra, bayramlarda, özel günlerde yaşlılarınızın, baş köşede oturup hala, dayı, teyze ve diğer aile bireyleriyle, coşkulu beraberlik geçirmeleri bizi çok etkiledi. Ülkemizi ziyaret etmek için gittiğimizde, büyük annemi görmek istiyorum, halamı, dayımı çağırın! dediğimde anne ve babalarımız şaşırdılar. Biz çocuklarımızıda böyle bir felsefelyle büyütüyoruz.” Demişler! Evet bizim Kültürümüze hayran olup, bizleşmeye çalışan, batının insanından neden ders alamıyoruz ? Farkındaysanız; batılı bizleşmeye çalışırken, bizi süzgeçten geçirip neyi alıp neyi bırakıcağınıda biliyor. Biz neden bunu yapamıyoruz? Çağdaşlaşma adına, batılaşma adına, ne kadar yozluk ve batının kötü alışkanlığı varsa; biz asıl onları miras bilip, onları yapmaya çaba sarfediyoruz. Kaba bir tabir ama batılıda bize “kıçıyla gülüyor”… Bundan haberimiz var mı? şöyle bir söz vardırya, ‘’sağlıklı milletler, sağlıklı toplum, sağlıklı toplumlar sağlıklı aile, sağlıklı aile de sağlıklı bireyler oluşturur ” düşüncsinin hangi kısmını uyguluyoruz acaba? Bu vatan için, bu kıymet bilmez genç denilen bitik nesil için canını feda eden aslan gibi gençlere yazık olmuş gerçekten.

Şimdi size soruyorum ; Aslımız kim? Neslimiz kim? Kaybediyoruz bilen var mı?

2 yorum:

  1. ne işe yarar bu değerler olsa ne olmasa ne bilen var mı?
    işte onlar umursayabilirler.
    ve gecikmemeliler.

    YanıtlaSil
  2. Evet gecikmemeliler.yoksa bize verilen bu yaşam şansını hiç yaşamadan geçirebilirler ve sonra kahrederler, üzülüyorum :(

    YanıtlaSil

 

derince © 2008 . Design By: SkinCorner